Personel ve süreç yönetimini kolaylaştırın, uygun fiyatlı çözümlerle işinizi büyütün. İkmap ile tüm ihtiyaçlarınızı tek platformda karşılayın.
İş hayatında, iş sözleşmesinin feshedilmesi ya da işten çıkma durumları, taraflar arasında belirli bir düzeni gerektirir. Bu düzenin sağlanabilmesi için ihbar süresi önemli bir yer tutar. Çalışanlar ya da işverenler, bir sözleşmeyi sona erdirirken karşılıklı olarak belirli süreler içinde birbirlerine bildirimde bulunmalıdır. Bu sürenin adı ise ihbar süresidir.
İhbar süresi, bir çalışanın iş yerinden ayrılmak istemesi ya da işverenin bir çalışanın işine son vermesi durumunda, işverenin ya da çalışanın diğer tarafa önceden haber verme zorunluluğudur. Yani, iş ilişkisini sonlandırmak isteyen tarafın, diğer tarafa belli bir süre önceden bildirimde bulunması gerekmektedir. İhbar süresi, hem işçi hem de işveren için belirli bir süre tanır ve her iki tarafın haklarını koruma amacı güder.
İhbar süresi, 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiştir ve söz konusu süre, çalışanın kıdemine göre değişkenlik gösterir.
İhbar süresinin temel amacı, iş ilişkisini sona erdiren tarafın diğer tarafa makul bir süre tanımasıdır. Bu sayede, işveren çalışanını yerine yeni birini bulacak kadar bir süreyle çalışma ortamından uzaklaştırmadan görevlendirebilirken, çalışan da işsiz kalmadan geçiş süreci oluşturabilir. Aynı zamanda, ihbar süresi, işyerindeki düzenin bozulmaması ve operasyonların kesintisiz devam etmesi adına da önemlidir.
İhbar süresi, çalışan ya da işverenin kıdemine bağlı olarak değişir. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, aşağıdaki şekilde bir düzenleme yapılmıştır:
Bu süreler, işten ayrılmak isteyen tarafın diğer tarafa haber vermesi gereken süreyi ifade eder. Hem işverenin hem de çalışanın, işten ayrılmadan önce diğer tarafa bu süre zarfında bildirimde bulunması gerekmektedir.
İhbar süresi, çalışanın işyerindeki kıdemine göre belirlenir ve bu süre, işten ayrılmadan önceki son çalışma gününe kadar hesaplanır. Örneğin, bir çalışanın 1 yıldan fazla süredir aynı işyerinde çalışıyorsa, işten ayrılmak için 6 hafta önceden bildirimde bulunması gerekir. Ancak işveren, çalışanına bu süreyi vermek zorundadır.
İhbar süresi, iş sözleşmesinin feshi sırasında tazminat ödemek yerine, belirli bir süre çalışmaya devam edilmesini öngören bir düzenlemedir. Bu süre içinde işçi çalışmaya devam edebilir ya da çalışmayabilir; bu durumda, ihbar süresi ücretinin ödeme yapılması gerekmektedir.
İhbar süresine uymamak, işveren ya da çalışan açısından bazı hukuki sonuçlar doğurabilir. İhbar süresine uymayan taraf, diğer tarafa tazminat ödeme yükümlülüğüyle karşılaşır. Eğer çalışan ihbar süresi içinde işten ayrılmadan, işverene haber vermezse, işveren çalışanına ihbar tazminatı ödeyebilir. Aynı şekilde, işveren işçiyi işten çıkarırken ihbar süresi vermediği takdirde, işçi de ihbar tazminatını talep edebilir.
Örnek olarak, bir çalışan 6 ay çalıştıktan sonra işten ayrılmak isterse, işverenin ona 4 hafta önceden haber vermesi gerekmektedir. Eğer işveren bu süreyi vermezse, çalışan ihbar tazminatı talep edebilir.
İhbar süresi yalnızca işverenin iş sözleşmesini feshettiği durumlarda değil, çalışanın istifa ettiği hallerde de geçerlidir. Çalışan, işyerinden ayrılmadan önce belirli bir süre bildirimde bulunmalıdır. Çalışan istifa ettiği takdirde, ihbar süresi boyunca çalışmaya devam etmek zorunda değildir. Fakat, ihbar süresi boyunca işverene bu süreyi ödemekle yükümlüdür.
İşveren, çalışanını işten çıkardığında, ihbar süresine uymalıdır. İşverenin işten çıkarma kararını, işçiye işten çıkarmadan en az ihbar süresi kadar önce bildirmesi gerekmektedir. Eğer işveren ihbar süresine uymazsa, işçi ihbar tazminatı talep etme hakkına sahiptir. Ayrıca, işverenin işçiyi işten çıkarmasında bir haklı nedeni yoksa, işçi kıdem tazminatı talep edebilir.